Yoğun zorlayıcı duygular dışarı çıkmadan, sakin duygular içeri giremez.

PIN

”Çocuklarımızı dinlemek, onaylamak, duygularını tasdik etmek onların kişiliklerini inşa etmelerine ve birer birey olarak var olmalarına yardımcı olur” diyor doğal ebeveynlik akımının öncülerinden Isabelle Fillozat.

Duyguların iyisi kötüsü olmaz. Tüm duygular iyileştiricidir. Misafirdir. En iyi şekilde ağırlayıp uğurlamak gerekir.

“Neden mutlusun?”, “Neden ağlıyorsun?”, “Bunda mutlu olacak ne var?” , “Bunda ağlanacak ne var?” Biri size böyle dese kendinizi nasıl hissederdiniz?

Duyguların nedenleriyle ilgilenmeyelim. Duygunun ta kendisiyle ilgilenelim.

“Mutlu görünüyorsun” , “Bir şey seni üzmüş” , “Öfkeli görünüyorsun”

Duygularına saygı duyulan çocuk, kendisini bir nesne değil, bir birey olarak görür. Bu ise, kendi yolundan yürümesine yardımcı olur. Kendisine saygı duyulan çocuk öz güvenli, huzurlu, mutlu olur ve başkalarına da saygı duymayı öğrenir.

Duygulara sınır koyulamaz, davranışlara sınır koyulur.

“Öfkelisin, çok öfkelisin, ama bana/arkadaşına vuramazsın, yastığa/duvara/yere vurabilirsin; çok öfkeliyim diye bağırabilirsin; kağıt yırtabilirsin; yerinde hızlı hızlı zıplayabilirsin.”

Duygunun sağlıklı bir şekilde dışa vurumu sağlanmadıkça, birey rahatlayamaz ve sorunlu olarak atfedilen davranışlar şiddetini arttırıp devam eder.

Hep hatırlayın;

Yoğun zorlayıcı duygular dışarı çıkmadan, sakin duygular içeri giremez.

İlginizi çekebilir.
Yaygın İletişim Hataları
Yakınlığın Bedeli
Döngü
12 Kızgın Adam
Sorumluluk.
Oyun Çocukların Dilidir. Son Zamanlarda Onlarla Konuştunuz Mu?