12 Kızgın Adam

PIN

Dünyanın her yerinde sistem aynı ve oldukça basit: çoğunluk düzeni belirler. Çoğunluğun hareket ettiği çizgi aynıysa, farklı çizgiden gitmeyi tercih edenler sistemin içinde kaybolur. Artık herkesin çizgisi aynıdır ve sistem istendik şekilde işlemeye devam eder. Bu her daim böyle midir?

Davranışlarımız gereksinimlerimizden kaynak alır. Ebeveynlerimizin gereksinimlerimizi ‘yeterince’ karşılayıp karşılamamış olmasından da. Kullandığımız kelimeler, tepkilerimiz, seçimlerimiz, savunmalarımız, kararlarımız…

Çoğunluk diye adlandırdığımız grupta kaçı, geçmişten o ana kadar taşıdığı, ruhundaki izlerin etkisinin farkındadır?

12 jüri üyesinin içinde, sadece 8 numaralı üye spontan davranır ve çoğunluğun çizdiği çizgiye itiraz etme cesaretini gösterir. Biz insanlar dünyaya gelirken yaratıcılık ve spontanlık hediyelerimizle doğarız. Doğuştan spontan ve yaratıcıyızdır. Ne demek bu? Yeni veya eski bir duruma geçerli ve uygun tepki verebilme kapasitemiz var. Spontan ve yaratıcı olmak cesaret ister.  Yaşarken kaybediyoruz cesaretimizi, kaybetmemiz için düzen elinden geleni yapıyor. 8 numaralı üye, işte tam da diğerlerinin kaybettiği cesareti gösteriyor, spontan oluyor, yeni ve geçerli bir tepki koyuyor. Ve böylece adalet, vicdan, ölüm, merhamet, empati, ırkçılık, toplumsal duyarsızlık gibi bir çok konu sorgulanmaya başlanıyor.

İsimlerine, hayatlarına dair hiçbir şey bilmediğimiz jüri üyelerinin sadece davranışları üzerinden onlara bazı sıfatlar yakıştırmaya başlıyorum. Savunma şekillerinden, sebep gösterdikleri olaylardan onların kişiliklerini, yaralarını görmeye başlıyorum. Çünkü hepsinin savunması kendi yaşanmışlıkları çerçevesinde.

Toplumun içindeki tek bir farklı rengin cesaretiyle, diğer tüm aynılığı etkileyişine tanık olmanın keyfini çıkarmak…

Yaralarımızı fark etmek ve onları şefkatle sarmak…

Hiçbir karar, kişisel yaşantılarımızdan bağımsız değil. Ancak yaralarımızı fark ettiğimizde özgürleşiyor kararlarımız.

İlginizi çekebilir.
Yaygın İletişim Hataları
Yakınlığın Bedeli
Döngü
Sorumluluk.
Oyun Çocukların Dilidir. Son Zamanlarda Onlarla Konuştunuz Mu?
Ceza mı, sorumluluk mu?